Nereden başlasam... Öncelikle, oyunun hikayesi 1560 ila 1680 yılları arasında, Karayip Denizi açıklarında geçiyor. Bu dönem, korsanların “altın yılları” olarak biliniyor. Göreviniz oldukça basit: gemileri ve şehirleri yağmalamak. Tabi ki bu yağmalamalar sonucunda bir ya da iki ülkeyi kendinize düşman ediyorsunuz. Ayrıca, diğer ülkelerle de yakın ittifaklar kurmalısınız. Basit bir Kaptan olarka başladığınız oyunda, iyi bir performansla dük veya baron olabilirsiniz. Bununla beraber, kaybolan ve dağılan ailenizi de oyunun geniş dünyasında aramalı ve bulmalısınız.
Oyuna, geminiz ve yetecek kadar altınınızla yeni bir kaptan olarak başlıyorsunuz – bundan sonra ne yapacağınız isesize kalmşı. Kaptan oluğunuzun hikayesi, oyun başında seçtiğiniz ülkeye ve yeteneğe göre değişiyor. Bu oyunun en iyi yanı – izlemek zorunda olduğunuz hikaye YOK. İstediğiniz yere gidebilir ve istediğinize saldırabilirsiniz ama bütün düşmanca adımlarınızın dikkate alınacağını ve rahatsız ettiğiniz ülkelerin size düşman olacağını unutmamalısınız... Saldırdığınız ülkeyle savaş halinde olan başka bir ülkenin DOSTLUĞUNU kazanabilirsiniz. Hatırlamanız gereken tek şey, bu ülkenin de size sırt çevirebileceğidir – bu tutumlar tamamen güncel politika ve diplomasiyle değişiyor.
Bu yüzden, gelişmelerden her fırsatta haberdar olmak çok önemli. Hintlilerin bir şehre saldıracağını bilirseniz, hızlı davranarak savunması zayıflayan ve dolayısıyla hazineleri korumasız kalan bu şehri yağmalayabilirsiniz. Veya başka korsanların saldırdığını gördüşünüz bir şehri, yağmalanacak bir şeyi kalmayacağından es geçebilirsiniz. Bu arada tabii ki ülkeler arası ilişkilerden de haberdar olacaksınız – böylece, ittifak içinde olan bir ülkeye saldırdığınızda, hangi ülkeleri karşınıza alacağınızı bilirsiniz.
Az da olsa, bu oyunun da dezavantajları yok değil. En zoru da, surlarla çevrilmiş bir şehre gemiyle saldırmaya çalışmak, çünkü surlardaki topçular geminizi vuruyor ve kaçmaya çalışsanız bile büyük hasar alıyorsunuz. Bu durumda, gemiyi yakındaki bir karaya demirlemek ve şehre karadan saldırmak daha iyi oluyor – ama yine de çok kolay değil. Ayrıca, oyun, tıp yeteneğine sahip olsanız bile çok hızlı bitiyor. Yani 4-5 yağma harekatı yaptıktan sonra, tekrar deneyemeyecek kadar sıkılabilirsiniz. Oysa bu oyun o kadar eğlenceli ki, biraz daha uzun olsa, hiçbir şeyi eksilmezdi....şimdiyse tek seçeneğiniz yeni bir oyuna başlamak veya ünlü bir yolculuğu yönetmek – ki bu durumda oyun süresi daha da kısalıyor.
Dükün kızıyla evlenin, İspanyol hazinelerini yağmalayın, şehirlere korku salın ve bizimle berabre Spanish Main’e, maceraya ve Pirates’ Gold’a doğru yola çıkın!